Niğde’de Parkinson hastalığı niçiniyle ellerini ve ayaklarını kullanmada zorluk çeken 29 yaşındaki bayan, Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bu alanda birinci defa gerçekleştirilen tedavi ile sıhhatine kavuştu.
Noroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Dilek İşcan, hastaya uyguladıkları tedaviye ait şu açıklamalarda bulundu.
Dr. İşcan, hastaya Niğde’de birinci sefer uygulanan apomorfini tedavisi uyguladıklarını ve hastanın sıhhatine kavuştuğunu söylemiş oldu.
“TİTREME ÇOKLUKLA BEDENİN BİR TARAFINDA DAHA ŞİDDETLİDİR”
Aygıt dayanaklı tedavilerin epey yeni tedaviler olduğunu büyükşehirler ve büyük tıp fakültelerinde uygulandığını anlatan İşcan, açıklamalarını şöyleki sürdürdü:
“Parkinson hastalığı, beyin hücrelerinin birbiriyle irtibatını sağlayan dopamin isimli hususun azalmasıyla ortaya çıkar. Genelde orta, ileri yaşta görülen hareketlerde yavaşlama, titreme, uyku bozuklukları, koku duyusu kaybı, kabızlık ve ağrılarla seyreden bir hastalıktır. Hareketlerde yavaşlama, titreme ekseriyetle bedenin bir tarafında daha şiddetlidir.
“PARKİNSON İLERLEYİCİ BİR HASTALIKTIR”
Teşhis için spesifik bir test yoktur, muayene bulguları ve bu bulgulara niye olabilecek öteki hastalıkların ekartasyonu ile teşhis konur. Parkinson ilerleyici bir hastalıktır ve vakit geçtikçe semptomlar şiddetlenir. Teşhisin akabinde birinci senelerda tedaviye cevap yeterliyken ilerleyen yıllarde tedaviye karşılık azalır.
“İLAÇLAR İSTEMSİZ HAREKETLERE niye OLABİLİR”
Hastanın ağızdan aldığı ilaç sıklığı artırılsa da bir daha sonraki ilaç dozu gelmeden ilacın aktifliği kalmayabilir ya da ilaçlar istemsiz hareketlere niye olabilir. Bu durumlarda hastalara önerebileceğimiz aygıt dayanaklı tedaviler ve cerrahi tedaviler vardır. Bu tedaviler çeşitlidir. Aygıt dayanaklı tedaviler epeyce fazlaca yeni tedaviler olmasa da ekseriyetle büyükşehirlerde büyük tıp fakültelerinde uygulanmaktadır. Bizler bu tedavilerden yalnızca biri olan apomorfini hastanemizde birinci kere uyguladık.”
“ÇOK KISA MÜDDETTE HAREKETLERİNİN OLAĞANA YAKIN DÖNDÜĞÜNÜ GÖRDÜK”
İşcan tedavi süreci ile ilgili şu ayrıntıları verdi:
“Hastamız rutin kullandığı ilacını aldıktan 1 saat daha sonra hareketlerinin düzeldiğini ve tesirin lakin 2,5 saat devam ettiğini bir daha sonraki ilaç dozuna kadar hareketsiz, kapalı olduğunu söz etmişti. İlaç sıklığının artırılması öbür bir merkezde denenmiş ancak bu tedavi altında da istemsiz hareketlerinin kendini fazlaca rahatsız ettiğini tabir etmişti. Hastanın küçük çocukları da vardı gece ağladıklarında onların yanına gitmekte de zorlandığını söylemişti. Hastaya tedaviyi uyguladığımızda birkaç dakika üzere epey kısa müddette hareketlerinin olağana yakın döndüğünü gördük.”
“HER PARKİNSON HASTASI İÇİN UYGUN BİR TEDAVİ DEĞİL”
Hasta sevincini de ‘Artık çocuklarım ağladığında her an onları kucağıma alabileceğim.’ diyerek bizlere iletti. Bu tedavi her Parkinson hastası için uygun bir tedavi değil. Her tedavi üzere bu tedavinin aktif olabilmesi için hakikat hastayı seçmek değerli. Bu tedavi uygulanırken bir daha ağızdan tedavilere de devam edildiğini unutmamak gerekir. Ayrıyeten ne kadar yüz güldürücü sonuçlansa da bulantı, kusma, baş dönmesi, ilacın uygulandığı bölgelerde nodüller üzere yan tesirleri de olabileceği unutulmamalıdır. Biz hastamıza kent değiştirmeden, çocuklarından başka bir gece geçirmeden yaşadığı kentte bu tedaviyi uygulayabildik. Bu tedaviden yarar goreceğini düşündüğümüz ve tedaviye ahenk sağlayabilecek hastalarımıza bu uygulamayı yapmaya devam etmeyi planlıyoruz.”
Noroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Dilek İşcan, hastaya uyguladıkları tedaviye ait şu açıklamalarda bulundu.
Dr. İşcan, hastaya Niğde’de birinci sefer uygulanan apomorfini tedavisi uyguladıklarını ve hastanın sıhhatine kavuştuğunu söylemiş oldu.
“TİTREME ÇOKLUKLA BEDENİN BİR TARAFINDA DAHA ŞİDDETLİDİR”
Aygıt dayanaklı tedavilerin epey yeni tedaviler olduğunu büyükşehirler ve büyük tıp fakültelerinde uygulandığını anlatan İşcan, açıklamalarını şöyleki sürdürdü:
“Parkinson hastalığı, beyin hücrelerinin birbiriyle irtibatını sağlayan dopamin isimli hususun azalmasıyla ortaya çıkar. Genelde orta, ileri yaşta görülen hareketlerde yavaşlama, titreme, uyku bozuklukları, koku duyusu kaybı, kabızlık ve ağrılarla seyreden bir hastalıktır. Hareketlerde yavaşlama, titreme ekseriyetle bedenin bir tarafında daha şiddetlidir.
“PARKİNSON İLERLEYİCİ BİR HASTALIKTIR”
Teşhis için spesifik bir test yoktur, muayene bulguları ve bu bulgulara niye olabilecek öteki hastalıkların ekartasyonu ile teşhis konur. Parkinson ilerleyici bir hastalıktır ve vakit geçtikçe semptomlar şiddetlenir. Teşhisin akabinde birinci senelerda tedaviye cevap yeterliyken ilerleyen yıllarde tedaviye karşılık azalır.
“İLAÇLAR İSTEMSİZ HAREKETLERE niye OLABİLİR”
Hastanın ağızdan aldığı ilaç sıklığı artırılsa da bir daha sonraki ilaç dozu gelmeden ilacın aktifliği kalmayabilir ya da ilaçlar istemsiz hareketlere niye olabilir. Bu durumlarda hastalara önerebileceğimiz aygıt dayanaklı tedaviler ve cerrahi tedaviler vardır. Bu tedaviler çeşitlidir. Aygıt dayanaklı tedaviler epeyce fazlaca yeni tedaviler olmasa da ekseriyetle büyükşehirlerde büyük tıp fakültelerinde uygulanmaktadır. Bizler bu tedavilerden yalnızca biri olan apomorfini hastanemizde birinci kere uyguladık.”
“ÇOK KISA MÜDDETTE HAREKETLERİNİN OLAĞANA YAKIN DÖNDÜĞÜNÜ GÖRDÜK”
İşcan tedavi süreci ile ilgili şu ayrıntıları verdi:
“Hastamız rutin kullandığı ilacını aldıktan 1 saat daha sonra hareketlerinin düzeldiğini ve tesirin lakin 2,5 saat devam ettiğini bir daha sonraki ilaç dozuna kadar hareketsiz, kapalı olduğunu söz etmişti. İlaç sıklığının artırılması öbür bir merkezde denenmiş ancak bu tedavi altında da istemsiz hareketlerinin kendini fazlaca rahatsız ettiğini tabir etmişti. Hastanın küçük çocukları da vardı gece ağladıklarında onların yanına gitmekte de zorlandığını söylemişti. Hastaya tedaviyi uyguladığımızda birkaç dakika üzere epey kısa müddette hareketlerinin olağana yakın döndüğünü gördük.”
“HER PARKİNSON HASTASI İÇİN UYGUN BİR TEDAVİ DEĞİL”
Hasta sevincini de ‘Artık çocuklarım ağladığında her an onları kucağıma alabileceğim.’ diyerek bizlere iletti. Bu tedavi her Parkinson hastası için uygun bir tedavi değil. Her tedavi üzere bu tedavinin aktif olabilmesi için hakikat hastayı seçmek değerli. Bu tedavi uygulanırken bir daha ağızdan tedavilere de devam edildiğini unutmamak gerekir. Ayrıyeten ne kadar yüz güldürücü sonuçlansa da bulantı, kusma, baş dönmesi, ilacın uygulandığı bölgelerde nodüller üzere yan tesirleri de olabileceği unutulmamalıdır. Biz hastamıza kent değiştirmeden, çocuklarından başka bir gece geçirmeden yaşadığı kentte bu tedaviyi uygulayabildik. Bu tedaviden yarar goreceğini düşündüğümüz ve tedaviye ahenk sağlayabilecek hastalarımıza bu uygulamayı yapmaya devam etmeyi planlıyoruz.”